NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
74 - (1020) حدثني
محمد بن أحمد
بن أبي خلف.
حدثنا زكرياء بن
عدي. أخبرنا
عبيدالله بن
عمرو عن زيد،
عن عدي بن
ثابت، عن أبي
حازم، عن أبي
هريرة، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم ؛ أنه
نهى فذكر
خصالا وقال:
"من منح
منيحة، غدت
بصدقة، وراحت
بصدقة، صبوحها
وغبوقها".
[ش
(من منح منيحة)
مبتدأ، وقوله:
غدت بصدقة،
خبره. والضمير
الراجع إلى
الموصول
محذوف. تقديره
غدت تلك
المنيحة له
ملتبسة بصدقة.
(صبوحها وغبوقها)
الصبوح ما حلب
من اللبن
بالغداة. والغبوق،
بالعشي. قال
القاضي عياض:
هما مجروران
على البدل من
قوله: بصدقة.
ويصح نصبهما
على الظرف].
{74}
Bana Muhammed b. Ahmed
b. Ebî Halef rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyyâ b. Adîyy rivayet etti.
(Dediki): Bize Ubeydullah b. Amr, Zeyd'den, o da Adîyy b. Sâbit'ten, o da Ebû
Hâzim'den, o da Ebû Hureyreden, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den
naklen haber verdi.
Resulullah {Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) nehîy buyurarak bâzı hasletler söylemiş ve:
«Her kim meniha olarak
birine sağmal bir hayvan verirse, o hayvanın sabah öğünü de, akşam mğünü de bir
sadaka olur.» buyurmuşlar.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri «Hibe» bahsinde tahric etmiştir.
Menîha: Lügatte;
atîyye, bahşiş ma'nâsınadır. Şeriat ıstılahında ise: Bir kimseye bir müddet
sütünden istifâde ederek sonra sahibine iade şartîle verilen sağmal deve veya
koyundur. Bir müddet yününden veya yapağından istifâde için verilen hayvan )
dahî menîhadır. Kazzâz'in beyânına, göre meniha ancak koyunla deveden olur. Bu
bâbda Ebû Ubeyd şunları söylemiştir:
«Araplarca menîha iki
surette yapılır: Birinci surete göre: meniha, bir kimsenin dostuna hediyye
vermesidir; verilen mal o şahsın olur.
İkinci surete göre: Bir
deve veya koyunu yün ve sütünden bir müddet istifâde ettikten sonra tekrar
sahibine iade şartîle emaneten vermektir. Lügat ulemâsının beyânlarına göre
«menîha» kelimesi «minha» şeklinde dahi okunabilir, ve hayvanda olduğu gibi
meyve sâirede de yapılabilir.
Filhakika sahih bir
rivayette Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Ummî Eymen'e bir hurmalığı menîha
olarak verdiği beyân olunmuştur.cümlesi «Bu deve sabahleyin tas dolusu süt
vererek gider; akşamleyin de tas dolusu süt vererek gelir.» yâni «akşam sabah
büyük tas dolusu süt verir.» mânâsına menîhayı metheden bir sıfat cümlesidir.
Uss: Büyük tas, demektir.
Kadeh: İki kişiyi
doyuracak kaptır.
Sabûh: Sabahleyin
sağılan süt:
Gabûk: Akşamleyin
sağılan süt, demektir.
Kaadı Iyâz'ın beyânına
göre bu iki kelime «Sadaka» dan bedel olmak üzere mecrûr okunurlar. Zarf olmak
üzere mansûb okunmaları da caizdir.
Hadîs-i şerif,
menihanın faziletine delildir.